Thyke 12’nin Mayıs kitabı İhsan Oktay Anar’ın son romanı Galiz Kahraman olunca pek bir sevinmiştim. Yazarın romanlarında kullandığı dil ve kurguladığı fantastik dünya benim için pek bir zevklidir. Metinler arasılığı, sözcükler arasılığa taşıyan yazar bu kez sözcüklerini yaşadığımız çağdan alınca kahraman pek bir hafif kalmış. Lakin kitapta ilerleyip kahramanın yazarlık için yaptıklarına gelince, kurgu değişip, son sayfadaki sözcüklerle her düşün, düşündüğüne ve düşündürttüğüne geliyor nokta. Doğu hikâyelerinin kıssasından hissesi boyutundan bakınca, insanın robot olarak kalası geliyor.
Grubun diğer üyeleri ilk defa Anar okudukları için pek bir şey anlamadıklarını söylediler. Cümlelerin uzunluğundan, kavramlardaki kargaşadan bahsettiler. Romandan zevk almanın farklı olduğundan dem vurdular. Yazarın kalıcılığından bahsedildi. Prost’un sözcüklerindeki anlamların insan ruhundaki vurgularından, düşündürdüklerinden. Kayıp Zamanın İzinde serisi yüzyıllar sonra sözcükleriyle seslenebiliyorsa benliğimize, Anarın yapıtları gelecek yüzyıldaki okura seslenebilecek miydi? Kulvar farklı, insanda farklı olduğu sürece sesleneceğine inanıyorum. Anarın romancılığı ki, bu romanında açıkça anlatmıştır, kendi seçtiği yol ve kendine göre sözcükleri olan yazarın oldukça iyi bir okuyucu kitlesi var.
İlk romanı Puslu Kıtalar Atlası ile on dokuz yıl önce kurguladığı dünya, zamanın oldukça ötesi bin sekiz yüzlü yıllar. Osmanlıca, Antikite, Felsefe ve Bilimle beslenmiş hayal gücünün kullandığı dil ile bazı sözcükleri anlayamayan okuru, kurguladığı hikâyelerin mübalağalığıyla sürükleyen bir yazar. Bazı kesimlerin Türkiye’nin Tokieni benzetmesini hak eden yazarın yaratıcılığı Kitab-ul Hiyel’deki çizimlerle zirve yapmıştır. Romanları; tarihi- fantastik tür dediklerinden. Anar’ın iki bin beş yılında çıkan kitabı Amat iki bin dokuz yılımda Erdal Öz Edebiyat ödülü almıştır.