Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Images

Küççük Prens

 

Capitolün orta yerinde sayfalarına rastladım. Yüzyıl mı olmuştu gerçekten? Bir asır ne çok şeyi değiştirmişti. Yürüyen merdivenleri çıkarken yazdıkların nasıl da ışık tutuyordu zamana. Sayfalar ışıklı ekranlara dönmüştü artık. Çocukların hayallleri şablon olup belirlenmiş kalıplara yerleşmişlerdi.

Enstein ah einstein yüzyılın, buluşu ile insanlığa neler yapmıştın? Bilebilir miydi? Önleyebilirmiydik? Değişmeyen tek şey değişim deyip dönüşüyorduk bilinmeyen bir şeylere. Ya bu çocuklara ne yapıyorduk. Güzel şeyler diliyorum, olsun istiyorum. Kendi hayallerini, kendileri çizsinler istiyorum özgürce. Yazşasınlar dilediklerince.
   









Gülü camdan bir vazo içinde Küçük Prensin, gerçek bir gülün kokusunu bilmeden büyüyen bir nesil bu. Kokusunu bilmediğin gül, koyun ise sadece bir resim, yaşadıkları dünya şablonlardan ibaret.
   

Gökyüzündeki gerçek yıldızları görmek bir nimet artık. Öyle çok ışık var ki şehirlerde yıldızlar fosforlu tavan ışıklarından ibaret. Kitabın sayfalarını hissetmiyorlar çoğu ekran parmaklayarak geçiriyor ömrünü.
   
Pelerini sırtına geçiren her biri Prens, bütün bu Prenslerin gezegenleri çok uzaklarda. Kaçı bulup yakalayacak o gezegeni bilemedim. Gönlünün gezegenini paylaşanlar kazançlı olacaklar.
             

Kitabın sayfasında yazar diyor ki,

Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile beni bırakıp gideli tam altı yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu birazda unutmamak içindir. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam kendimi o, sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra.


Nurten Yurt
Images

Okur Olmak

Nedir okur olmak? Okuma bilen kişinin bir metin karşısında zihniyle giriştiği bir eylem mi? Okuyan kişinin okuduğu metinde ileri sürülen düşünceleri anlaması, düşünceler arasındaki bağları kavraması, kendi birikimiyle karşılaştırıp, belleğinde saklamak istediklerini seçip ayırması gerekir. Yazarın da okurdan beklentisi budur.

Fransız Yazar Michel Butor gerçek ile roman arasında ki karmaşık ilişki de okura da önemli bir yer verir. “ Romancı betiğini, yaşamının bu temel yapımını, yayınlıyorsa, onu gerekli sonuca götürme yolunda okursuz edemediği, kuruluşunun ortağı olarak, gelişmesini, varlığını sürdürmesini sağlayan besin olarak, kişi, us ve bakış olarak okura gereksinme duyduğu içindir. Etken bir varlıktır okur, ‘sayfa üzerinde toplanmış belirtkenlerden yola, elindeki gerecin, yani belleğinin yardımıyla, yeniden bir görüntü ya da bir serüven kurar’ başka bir deyişle, her okur yeniden yaratır romancının betiğini”
Her kitap herkes anlasın diye yazılmamıştır kuşkusuz, her okur da her yazılanı anlayamaz. İyi bir okur olmak eğitim ve çaba sonucunda gerçekleştirilir. Sanatsal bir değer taşımayan romanlara alışkın birine, özgün bir roman kapılarını kolay kolay açmaz. Şiir daha da özel bir uğraş gerektirir, tadına varmak için. “Okumayı öğrenmek, sanatların en gücüdür” der, Alman ozanı Goethe yaşamının seksen yılını bu işe vermesine rağmen kendinden hoşnut değildir.