Öyle yıpranmış ki
Bir forması eksik içinden,
Sahafa düşmüş bir kitap
Gibi sararmış üzüntüsünden.
Bir ay doğuyor usul usul
Karanlığın göğsüne,
Dünden bugüne kendini
Biraz daha eksilterek getiren
Küsmüş göğüne besbelli
Geleceği göremediğinden
Taşıyor oysa hüzünlü bitişinde
Doğuşunu yeniden
Metin Altıok
Eksilen çok şey vardı içimde. Dil kurumuna inat, bazı sözcükleri de çıkarıp attım dilimden. Sonra yerine bir şey de koyamadım. Kaldı öylece, ... noktaları keşfettim. Her aklıma geldiğinde ... sustum. Bir zaman geldi, hiç konuşmadım.
Eksilen zamanla birlikte, dilim lâl, elim boş, gönlüm bir hoş kalakaldım. Sonra ... kadar atladım. Boş bir sayfa açtım, yazdım eksilen ne varsa anlattım. Sözcükler bir bir geri geldiler, tuhaf bir şekilde anlam değiştirdiler. Dize, dize dizildiler. Sayfa satırlar boyunca doldu.
Eksilen ne varsa bir bir geri geldi. Kimi sızı, kimi gözyaşı, kimi sevinç olup eklendiler. ... olup eklendiler. Tüm eksilenler bir bir çoğaldılar. Dizelere sığmayıp, satırlardan taştılar. Virgüller yetmedi, cümleler uzadı. Paragraflar büyüdü, sayfalar çoğaldı. Sana ulaştılar.
Nurten Yurt
(Pandemide Yazı Çalışmalarından)