Eski tahta sandalyeyi mavi ye boyadım geçen gün. Kararan ahşabını iyi bir zımparaladım. Kurt yeniklerine macun tıkadım. Ahmet’in çakıyla kazıdığı tahtasına dokunamadım. Aldım fırçayı elime bir güzel boyadım. Bilirim seversin maviyi, gözlerinin rengi diye mi? Yoksa mavi gözler başka bir renklimi görür dünyayı bilemedim. Sahi sende söylemedin hiç. Mavi bir güzel kapladı ahşabın karasını, eskisini. Renklendi, yenilendi, Ahmet’in yonttuğu tahtaya merhem gibi geldi. Sanırsın senin bir nazarın oturdu ahşabına. Koydum balkonun köşesine, sakız sardunyanın yanı başına. O bile dayanamadı mavisine, bir sırnaştı. Baktım haftasına sarmalamış arkadan dalıyla. Birde pembelerini patlatmış dün sabah. Senin nazarına konan yeşil pembe bir kelebek ki doyamıyorum bakmaya.