Anne bırakma ellerimi üşüyorum, yürüyemiyorum senin kadar hızlı. Sahi pisipisiler çok ince taşlar
batıyor ayaklarıma, düşüyorum. Dur! yetişemiyorum, köpekler havlıyor, korkuyorum. Dur anne yeter, koşma bekle beni yetişemiyorum. Tut ellerimi, korkuyorum, bırakma beni, ayaklarımla sana yetişemiyorum.
Terliklerimi giyecektim, izin vermedin. Hem onlar daha kalın, onlarla hızlı da koşarım. Sahi kim almıştı onları? Sen getirmiştin. Bayram mıydı, ben uykudan yeni uyanmıştım. Çok sevinmiştim. Onları getirdiğin gün seni daha çok görmüştüm. Sonra, yeşil çiçekli elbisemi giydirmiştin. Saçlarımı tarayıp, örmüştün. Pasta da almıştın.
Mumları sen yaktın, dilek tut demiştin tutmuştum. Anne ben o gün seni çok beklemiştim. Geçte olsa gelmiştin. Ben o gün seni daha çok görmüştüm. Daha da çok görmeyi dilemiştim. Sahi anne neden üzgündün öyle? Doğum günümdü, çok sevindim demiştin. Saçlarımı da sevmiştin, yeni aldığın tokaları takmıştık.
Ateş gibiydi yanakların. Öperken beni anladım, ıslaktı. Dudakların kıvrılmış, yanağımı serinletmişti. Artık büyümüştüm, alışmıştım da. Üstelik doğum günüm, bu gün ağlamayacağım. Dedim, dedim ya sen giderken burnum acıdı. Acıyınca kaşıdım, kaşıyınca geçiyor. Geçiyor da bu kez yutkunamadım. Boğazımda ki acıyı gazoz geçirirdi. İçtim baloncuklar bile geçiremedi. Pasta sonra o pastada tatlı acı bir tat vardı.
Karıştırdım, kalp gibi bir şekil yaptım. yutamadım bıraktım. Sen gittikten sonra, aldığın kitabı açtım. Çocuk Kalbiydi adı. Bir türlü okuyamadım. Sayfaları karıştırdım, çocuğun adını, yaşadıklarını bıraktım.
Beyaz mendilleri aradım, bulamadım. Renkli bir tane vardı, sen getirmiştin, hastanedeki ablaya vermiştin. Çekmecede onu buldum, burnumu sildim kokun sinmiş. Yeşil elbisenle bir örnek demiştin. Anne ben seni çok özledim. Evi , okulu özledim, taşları özledim. Senin arkandan koşmayı, güney den esen rüzgarları, beni kovalayan köpekleri bile özledim.
Biliyorum az kaldı, kavuşacağım çok yakında. Sonra saçlarımda uzayacak, sen tarayacaksın onları öreceksin. Bana sarılıp, eskisi gibi öpeceksin. Anne ne zaman coşkuyla gülerek geleceksin? Biliyorum zor, her şey, iğneler zor, ilaçlar zor, makineler zor. Öyle söyledi doktor Ayşe, küçüğüm onun içinde zor.
Nurten Yurt
(Pandemide Yazı Çalışmaları)
0 yorum :