Bayramın o dinginliği sarmış şehri. Genç trafiği artmış, yaşlılarla hemhal olmak için uygun zaman. Anımsamak, paylaşmak, tatil fırsatından yararlanıp, gönül almak. Mezarlıklar dolup taşıyor, ruhların ziyaretçileriyle hu çeken selviler yeşil yeşil.
Zaman bazen akmıyor sanki öylece duruyor. Eski bayramlar diye başlıyor biri, kolonyanın kokusu misafir oluyor burun direğine. Şekerin eriğiyi yapışıyor dişine. Kaybettiklerinin sesi kulaklarında çınlıyor. Kapının ziline telefonun sesi karışıyor. Bir şeyler oluyor işte, ne bileyim büyükler çocuk olmuş, çocuklar büyük büyük bakıyor. Hayat günün içinden değilde bir ekrandan akıveriyor bazen.
Tatil yerleri dersen bir başka bu bayramda. Yağmur yazın kötü resimlerini silmeyi görev edinmiş. Durmadan yağıp ne varsa silip süpürüyor.
Kurbanlar kesilirken, kasaplar keserken sakatlanıyor. Kaçan boğa görüntüleri, şehrin içinde safariye çıkmış insanlar absürd komedi tadında ekranların en sevilenlerinden.
Sevdikleriyle olana her gün bayram. Tatil var işte bir o farklı olan, tatilde ne yapacağını şaşıran bir oraya bir buraya savrulan insan. Doğanın en güzel zamanı, tüm renklerini kuşanmış. Sarıdan, kızıla, kırmızıya, kahverengi ve siyaha dönüşün dönüşümün tuali var.
Uzun zamandır göremediklerini görmek için fırsat var. Ara, git ulaş ve kucaklaş. Paylaş vaktin varken zamanı ve sevgiyi. Unuttuğun ne varsa hatırla.
Bayram bu gün zaman varken senin için bayram neyse onu yaşa..
Nurten Yurt
0 yorum :