Bu yaşadıklarım gerçek değil diyorum, sayfalar arasındayım. Yazarın birinin yazdığı kurgu bir roman bu sadece. Aslında ilk sözcüklerle başlamıştı her şey. Sonra paragraflara dönüştü, paragraflarda sayfalara. Sayfalar bölümleri oluşturdu. Tuhaf kahramanlar dolaşır oldu, ortalıkta. Herkesin olma ihtimali vardı, bu sayfalar özgürce yaşam için yeterliydi aslında.
Sonra bir şeyler oldu, yazarın yaptığı bir hata bu galiba diye düşünüyordum. Bu kahramanların birbirlerine böylesine yabancılaşması ve birbirlerini yadsıması nereye götürür bu romanı. Mutlaka bir kurguyla akıllarını başlarına devşirecektir. Olay örgüsü, roman kurgusu derken ilerledim. Birbirinin üstüne kapanan sayfalarla roman anlamsızlaşmaya başladı gittikçe. Çıkmak istedim, birbiri üstüne gelen o cümlelerin anlamsızlaştığı sayfalardan. Çıkmaz sokaklara dönüştü girdiğim sayfalar. Silinsin istedim bütün o sayfalardaki yazılar, beceremedim. Üstüme üstüme gelen kahramanlar gittikçe yabancılaşmaya başladı. Yabancılaşmaktan öte düşman olmuşlardı. Anlam aramaya çalışıyordum, bütün o anlamsız sayfalar boyunca.
Bu gerçek değildi, kahrolası bir yazarın yazdığı bir metindi. Kahramanlara anlatmaya çalıştım, bölünerek anlamsızlaştıklarını bir araya gelirlerse bir anlamları olacaklarını. Sonra yanlış yerlerde duruyorlardı üstelik. Bir araya geldiklerinde oluşturduğu sözcüklerin anlamlarını anlamıyorlardı. Ya da anlamamazlıktan geliyorlardı. Tuhaf bölümler gittikçe iç içe giriyor belirsizleşiyordu adeta. O belirsizlikte oluşan sözcüklerin bir sonraki paragrafta bir araya geldiklerinde hangi paragrafı oluşturacağından bile habersizdiler. Sessizlerin iyice sessizleştiği, seslilerin çığlık çığlığa tellallık yaptığı satırlarda güç bela ilerliyordum. Olsun diyordum kendi kendime alt tarafı bir kitap bu. Yazmayı beceremeyen bir yazarın denemesi sadece. Paralel sayfalar oluşmuştu, ara sıra gök kuşağının renklerini andıran. Bu sayfalarda soluklanarak ilerliyordum. Anlamsız sayfalardaki anlamsızlığın gittikçe anlamsızlaştığı anlardan birinde belli belirsiz yakaladığım cümlelerin taşıdığı anlamları fark ettiğimde önümüzdeki sayfalar için korkuyordum. Korkumu yenmek için tüm o anlamsız cümlelerin arasında tek tük kalmış sözcüklere tutunarak ilerliyordum.
Biliyordum bir bölümde ne olursa olsun, bu cümleleri oluşturan sözcüklerin, kendi anlamlarını fark edip kendine geleceklerini ve o sözcükleri oluşturma gücünün kendilerinde olduğunu anlayacaklarını. Sayfalar arasında ilerleyerek okuyordum. Okuduğum sayfaların birbiri üstüne kapandığı bölümler, paragraflar, sözcükler ve harflerle.
Nurten Yurt
Nurten Yurt
0 yorum :