http://mutfakpenceremden.com/ |
Taşınmıştı Işıl, ilk atölyesine davetliydik, Rehan, Arzu ve ben. Salona açılan pencereli şirin bir mutfağı var, adı gibi Işıltılı. İlk olarak önlüklerimizi giydik, saçlarımızı örttük, ellerimizi yıkadık. Hazır toz maya ile Fırında Ekmek ve Ekşili Maya yapacaktık. Mutfak masasının üstündeki kaplarda unlarımız, ufak ölçeklerde, tuz, maya, bal malzemelerimizin hepsi hazırdı. Un özel bir karışımdı, köylerden getirttiği doğal un kokusu çocukluğuma götürdü beni. Işıl anlattı biz dinledik, bir taraftan unun oraya gelinceye kadar geçirdiği evreleri düşündüm ne emek. Sonra una malzemeleri koyup karıştırdık, elimizle yoğurmaya başladık. Uygun kıvama gelinceye kadar olan yoğurma işlemi parmak uçlarınızla hissedebileceğiniz bir zevk. Un kokusu sarmıştı mutfağı Işıl’ın anlattıkları ile üçümüz aynı anda, ekmek hamurunu olması gereken kıvama getirirken çocuklar gibiydik. Hamurlarımızı tepsiye koyup unladık, üstünü kendimizce süsleyip, önce yağlı kâğıt kapatıp, Işıl’ın getirdiği polar’la sarmalamayarak dinlenmeye bıraktık.
Biz dört kadın, Işıl’ın hazırladığı nefis kahvaltılıklar ve daha önceden yapılmış, tarçınlı, üzümlü cevizli, ekşi mayalı, bazlama ekmeklerin tadını çıkarırken, mutfak tepsisindeki ekmek hamurları poların ısısıyla mayalanıp kabarmaya başlamıştı. Masa başı sohbetine ara verip zamanı gelen ekmek hamurlarını fırına vermek için mutfağa geçtik. Rehanın zeytinli ekmeği ile aynı tepside olan defneli ekmeğim şımarıkça kabaran zeytinli ekmek tarafından tepsinin köşesine sıkışmıştı, yağlı kağıdı kaydırıp onu rahatlattıktan sonra sıcak fırına verdik ekmeklerimizi.
Mutfak masasında Işıl’ın önümüze koyduğu kavanozlara bakarak ekşili mayanın öyküsünü dinledik. Mayalarımıza niyet edip isim verdik. Büyülü bir iş bu un, su, tuz, bal, üzüm karışımı mayaları kavanozlarda karıştırmak, aynı zamanda mayanın özüne varmak. Onu nasıl koruyup çoğaltacağımızı dinlerken, birde bazlama yapalım dedi Işıl ekmekler hazır oluncaya kadar onu da pişiririz tavada. Mutfakta tam bir Ahtapot gibi, iki eli yılların becerisiyle, sekize çıkabiliyor bir anda. Malzemeleri bir çırpıda karıştırıcıya boşaltıp yoğuruverdi. Bazlama hamurunu dinlenmeye bırakıp masa başı sohbete koyulduk. Konumuz yazı ve atölyeler, bize kazandırdıkları, kitaplar, öyküler, Allahtan Rehanım geçken okumuş Kara Kitabı sağ olsun. Bu arada hamurları, fırında pişmeye yüz tutmuş ekmeklerimizi kontrol edip, kavanozdaki mayalarımızı karıştırıyorduk. Rehan şarkıları, ben düşüncelerim, Arzu çıkmaya başlayan ateşiyle. Işıl üçümüzün arasında turbo gibiydi. Bazlamaların hamurlarını tepsiye alıp dinlenmeye bıraktık. Kitaplığın başında kitap karıştırdık, ödünç aldık. Öykücüleri, romancıları dilimize doladık. Bazlamalar tavada pişerken sözcükler karıştı arasına. Ekmekler pişip fırından alındı sıcak sıcak mis kokularıyla. Ekmek yaptık Işıl’ın hocalığında, büyülü mutfağında, sevgi karıştı, mayasına dostluk, edebiyat, yaşadığımız hayat.
Bu yazıyı yazarken Ekşi Mayayı besledim, arasına sözcükler ekledim, bir haftaya ekşiyecek, beslemeye devam edeceğim, adı Umut mayamın. Arasına sözcükler karışan ekşi mayayla, hamurunuzu mayalayıp yoğurmayı, emeğinizin tadına varmayı dilerseniz, Umudu paylaşmaya hazırım.
Nurten Yurt
0 yorum :