TIME dergisinden Annie Murphy Paul, bu tarz bir okumaya "derin okumak" ismini veriyor. Birçoğu o kurmaca dünyanın büyüsünden çıktığında gerçeğe yakınlığını sorgular. Yüz yıl önce yazılmış kurgu dünyaların ve karakterlerin aslında günümüz insanından pek de farkı yok. Zamanla değişen ihtiyaçlar, ideolojiler ve doğa. İnsan duyguları ve ihtiyaçları ise aynı kalıyor. İnsanlar giderek derinlemesine okumayı bırakıp, sadece yüzeysel olarak göz gezdirdikleri için, unutulmaya yüz tutmuş bir okuma türü ortaya çıkıyor.
York Üniversitesi'nden Psikoloji öğretim üyesi Raymond Mar ve Toronto Üniversitesi'nden Bilişsel Psikoloji profesörü Keith Oatley'in 2006 ve 2009 yılları arasında yürütmüş oldukları çalışmalara göre, kurmaca okuyan okurların duygudaşlık kurma ve zihin kuramı konularında öne çıktığı gözlendi. Yani, bu tarz okurlar başkalarının düşüncelerini de göz önünde bulundurmayı ihmal etmiyorlar. Kendi fikirlerine karşıt diğer fikirleri de reddetmeden kıyaslama yetisine sahipler.
Okuyan insanlar, yüzlerce ruha ve bilgeliğine bürünebilirler.