Gün Işığı Kitaplığının sunduğu Zeynep Cemali Edebiyat Gününün dördüncüsüne katıldım. Bu günden aklımda kalanları paylaşmak istedim.
Çağdaş çocuk edebiyatımıza ödüllü kitaplar armağan eden, fantastik eserleriyle sevilen usta yazar Nazlı Eray, açılış konuşmasında Edebiyatın bu gününden ve ilk öyküsünden bahsetti. On altı yaşında M.Hristo olarak yazdığı karakterin apartmanın yaşlı kapıcısı olduğunu, karakterini şehrin üzerinde uçurttuğu zamanlarda Süpermen’in olmadığını hatırlattı.(Öykü dünya antolojilerinde yer almış ve gerçeküstücü akımını temsil eder.) Öyküyü yazıp zarfa koyduktan sonra, okuduğu okulun Edebiyat bölümünün kapısının altından atma cesaretini nereden bulduğunu bu gün bile bilmediğini söyledi.
Arthur Rimbaud’un şiirlerinin üzerindeki etkisiyle yaşadığı rahatsızlığı nasıl yendiğinden, Mösyö Kristo Kontunun Nebile’nin öyküsüne nasıl dönüştüğünden bahsetti. Belleğindeki İstanbul’u eserlerine nasıl geçirdiğini anlattı.
Günışığı Kitaplığı Yayın Yönetmeni Müren Beykan’ın yönettiği Panel ’in konusu Kitap Tasarımı ve İllüstrasyondu. Katılımcılardan Feridun Oralın çocuk kitaplarını resmederken doğadan yararlandığı, kitabın içeriğine bir çocuk gözüyle bakıp işini yaptığını anlatırken, örümceğin ağına un fırlatma macerası kayda değerdi. Diğer katılımcı Huban Korman’ın reklamcılıktan gelen bilgileriyle, çocuk kitabı seçerken çocuklardan önce ebeveynlerini yakalamak uyarısı yeterince açıktı. Korman’ın katılımcıların bir sorusuna verdiği cevap oldukça samimiydi. Soru dünya pazarlarında neden olmadığımızdı, işini ve anneliği bir arada yürütmeye çalışarak ilerlediğini, ama kendini sorguladığını ve bunu daha çok çalışarak becerebileceğini düşündüğünü söyledi. Katılımcı Sadi Güran kitabı resimlemeden yazarla birlikte bu yolculuğa çıkmanın daha başarılı olacağından bahsetti. Yazılmış bir kitabı onunla berabermiş gibi resmettiğini anlattı. Kitap kapağının duyguyu aktarması gerektiğini, zira kapağın sınıfta el kaldıran çocuğun eli olduğunu söyledi.
Günışığı Kitaplığı Genel Yayın Yönetmeni ve yazar Mine Soysal elinde oldukça kalın yeşil bir kitapla,” bana bu düştü” diyerek çıktı kürsüye. Edebiyatın harcı dil olan, sonsuzdan gelip sonsuza ulaşan bellek kulesi olduğunu hatırlattı. Edebiyata en uzak gücün siyasi erk olması gerektiğinden, tek tip canlılar yerine düşünen düşündürten nesiller yetişmesinin öneminden bahsetti. Sansürlenen ders kitaplarından, 100 Temel Eserden örnekler verdi. Sansürün hızlı etkisinin toplumun edebiyattan uzaklaştırmak olduğunu ekleyerek, oto sansürün tehlikeli boyutlarına dikkat çekti. Türkiye Yayıncılar Birliği’nin Türkiye’de Yayımlama Mücadelesinin Yirmi Yılı 1994-2014 adlı kitabın yirmi yıl sonra yeniden basılmamasını diledi.
Kültür sanat gazeteciliğinin önemli isimlerinden Gülenay Börekçi ile edebiyat ve iletişim alanındaki yazılarıyla tanınan editör Halil Türkden’in söyleşisinde edebiyatın dijital dünyadaki yansımaları ve dönüşümü tartışıldı. Börekçi, Egoist Okur adlı bloğun oluşum aşamasını anlatarak, blog yazarlığının özgürlüğüne, paylaşımın çokluğuna, yardımlaşmaya değindi. Türkden fanzinlerin niceliğinin arttığından, dijitalleşen edebiyatın bazı yazarların kemiklerini sızlattığından bahsetti. Biçim ve içeriğin sayfalardan ekranlara ulaşması açısı tartışıldı.
Araştırmacı, yazar Ayfer Gürdal Ünal, çocuk ve gençlik edebiyatının Nobel’i sayılan Hans Christian Andersen Ödülleri’nin jürisinde yer alma deneyimini paylaştı. Sona kalan iki kitabın içeriğini ve bu içeriğin konusu çocukların gerçeklerle ne kadar karşılaşması olduğunun, ülkemizdeki çocuk kitapları ile farklılıklarına dikkat çekti. Uluslararası Çocuk Kitapları Kurulu (IBBY) 36. Kongresi’nin 2018’de İstanbul’da yapılacağını duyuran Ünal, kongrenin büyük önemine değindi ve eğitimcileri, kongrede bildirileri sunulacak projeler arasına girmek için proje üretmeye çağırdı. Kongrenin ülkemize kazandırılması için verilen uğraşların karşılığı olarak dört yılımız olduğu kayda değer projelerle bu kongrede yer almamız gerektiğini söyledi.
Konferansın unutulmayacak kapanış konuşmasını genç şairlerin kılavuzu, usta dergici, editör, şair Enver Ercan yaptı. Şairlik macerasını esprili bir dille anlatan Ercan, Cemal Süreya’dan Ece Ayhan’a birçok şairle anılarını katılımcılarla paylaştı. Editörün görevlerinden birinin de edebiyata yeni yazarlar kazandırmak olduğunu belirten Ercan, genç yazarların ve editörlerin edebiyat yolculuğuna ışık tuttu.
Konferansın sonundaki Ödül Töreni’nde, Enver Ercan, birinci Deniz Angın’a; Mavisel Yener, ikinci Sıla Hatipoğulları’na; Adnan Binyazar, üçüncü Delfin Tuna’ya ödüllerini verdi. Seçici Kurul Özel Ödülleri’nin sahiplerinden Çağla İdil Ata ödülünü Nazlı Eray’ın; Ceren Nisanur Atış ise Leyla Ruhan Okyay’ın elinden aldı.
Edebiyatın gerçekliğinin bir kez daha farkına vardırtan; yazdıkları öyküler için gençlere, bu güzel Edebiyat Günü için Gün Işığı Kitaplığına sonsuz teşekkürler.
Nurten Yurt
0 yorum :