Chan güneş doğmadan uyanmış ve dört kilometre koşmuştu, eve geldiğinde Clara'yı yatakta gördüğünde duş almadan, yatağa girmişti. Onun tüm itirazlarına rağmen harika bir sevişmeydi, tamam ter kokuyordu, ama dayanamamıştı. Duşun altında onun vücudunu sabunlarken geç kaldım uyarılarını dinlemeden, yine baştan çıkarmıştı onu. " Chan kahrolası adam beni bir an evvel okula yetiştirmelisin" diyerek, merdivenlerden inerken fermuarla boğuşuyordu Clara.
"Tamam tatlım, on dakikaya oradayız merak etme sen" . Mutfak masasının üzerinden sandviçini alıp, ısırarak kapıya yöneldi. "Clara, Sein leri aradın mı? Akşam buluşuyoruz değil mi?"
" Ah hayır, Teri'nin yavrularını bekliyorlar, veteriner de olabilirler, buluşma ertelendi"
"Hım akşam evdeyiz o zaman", " Evet, iki akşamdır neler karıştırıyorsun bilgisayarın başında? oyun deyip geçiştirdin, bu akşam işim yok nasıl bir oyunmuş bu merak ettim doğrusu?" Kapıyı kilitleyip, Chan'in arabaya gidişini izledi. Geç kalıyordu, her zamanki Chan diye düşünerek gülümsedi. Kocasının enerjik halini bir çocuğa benzetiyordu. Yola doğru inerken tökezledi, kızgınlıkla arabaya ulaştığında kapıyı açan kocasına somurttu. " Hadi uçmamız lazım, çocuklar okulu birbirine katmadan yetişmeliyim"
Chan Clarayı okula bıraktıktan sonra arabayı sahile doğru sürdü, bu gün öğleye kadar izinliydi. Dünkü yoğun günden sonra bunu fazlasıyla hak ettiğini düşünüyordu. Deniz her zaman gözdesi olmuştu onun, çocukluğu kasabanın sahilinde geçmişti. Evdeki boğucu havada nefes alamadığı her fırsatta deniz kucaklamış, yaralarına tuz basmıştı adeta. Denize olan sevgisi, kasabadan kurtarmıştı belkide. Yoksa o yaşta nasıl cesaret ederdi o gemiye binip hiç bilmediği limanlara yol almayı. O cesareti olmasa üvey babasının kendini kaybettiği anlardan birinde ölmüştü belkide. Yıllardır geride bıraktıklarını hiç düşünmemişti, hayatını kendi kurmuştu, küçük yaşta gemilerde çalışarak okumuş ve itfaiye şefi olmuştu. Mesleğini seviyordu, kurtardığı her hayat geride bıraktıkların getiriyordu ona. Söndürdüğü her yangın geçmiş yangınlarını yok ediyordu belki de. En çok kız kardeşi geliyordu aklına son günlerde ilk fırsatta arayıp bulacağına söz verdi kendine. Arabadan inip ayakkabılarını çıkarıp dalgalara doğru yürüdü.
Arkası yarın..
0 yorum :