İnsanım özüm toprak, kokusu olmadan yapamam. Yağmurun ilk düştüğü an mis rayiha özüm. Su ve
çamur işte bu hakikat. Doğanın kokusuna alışkın bir ruhum var benim. Selviler bir rivayete göre yaşama sevincim.
Çamlar gibi yaz kış yeşil olmak. Oksijen salmak nefes, huzur dolmak. Sırtını bir ağaçtan başka kimseye yaslamamak. Tabanlarımda kumu hissetmek, tuzlu suda kulaç atmak. Midyelerden uzak, yengeçlerle arkadaş, Şeytan minareleri toplamak. Deniz ve güneş yaşama katılan sağlık, dinlence, eğlence. Dalgalara karşı durabilmek, kulaç, kas, nefes.
Mevsim ağaç, çiçek kokularıyla tanınır. Baharın müjdesidir, mimozalar, papatyalar. gelincik tarlaları. Yazı karşılar ıhlamur, iğde kokuları. Deniz meltemle yollar,iyotunu. Sonbahara karışan hüzün yaprakların hışırtısı, kışım müjdesi, portakal, limon kokuları, çatlamış nar ağaçları. Ahlat ağacı, Çam harikası.
Kar düşmeye görsün, erimemek için onlardan medet umar. Kimi yapraklarında kimi gövdesinde doğanın harikasını saklar. Doğa karla insanoğluna en muhteşem tablosunu yapar. Eriyip nehirlere derelere kaynak olur. Şelale olur, toprağa can olur.
Doğayla iç içe yan yana durmasını bilene onu koruyup sevene her daim şefkatle kucak açar. Doğallığımla, doğada tüm canlılara, doğal bir yaşam dileğiyle..
Nurten Yurt
0 yorum :