Images

Uzak ve Yakın



Bir sonbahar yağmurunda akasya ağacının dalında asılı salıncakta. Her volan vuruşumda uzak ve yakın ve dalların her sallanışında, yüzümü okşayan rüzgarla sarı hışırtılı yaprakların yağmurunda sen varsın karşımda uzak ve yakın. Çınarların altında bir kitap var elinde, yanında bir köpek seyrediyorum uzak ve yakın. Sayfaları her çevirdiğimde ardı sıra sözcüklerle gelen sen varsın uzak ve yakın.

Sayfaların açılıp kapanışında ve ben her volan vuruşumda, dalların her sallanışında yağan sarı hışırtılı yağmur altında ben, sen varsın çınarların altında uzak ve yakın.

 Şimdi sözcükler var birde görüntün uzak ve yakın.
Images

Şükür

En olmadık anda başımı kaldırdığımda o tablo var ya. Sığındığım soluk aldığım, tablodaki varlığıma şükrettiğim nokta. Yaşamak en güzel hediye gerçekten hissedebilmek tüm varlığınla. An da olmak ve hissetmek teşekkürlerin en güzelini yaşamak. Ne olduğunu ne olabileceğini bilmek, sözcüklere sığdırılamayacak ancak yaşandığında işte bu denecek ifade. Görebilmek, hissedebilmek, dilemek edimlerin en güzeli.
Images

O zamanlar


O zamanların en korkunç anlarından biriydi, sadece benim için değil tüm şehir için yaşanan panik ve korku. Onbeş kasım 1979 perşembe sabahı saat beşi yirmi geçe korkunç bir patlamayla fırladık yataklarımızdan. Kanlı 1Mayıs'tan beri iki yıla yakındır sürekli diken üstünde yaşayan her gün taranan kahvehaneler, ölen gençlerimiz korku kültürü ve boom sesiyle uyanan İstanbul. Alevler içinde bir boğaz ne olduğunu bilmiyorduk, ağaran günle birlikte alevlerin simsiyah dumanı tüm gökyüzünü kaplamıştı. Ham petrol yüklü Romen gemisiyle, Yunan gemisi bula bula çarpışacak yer olarak boğazı seçmişti. Günlerce yandı denize dökülen ham petrolle birlikte. Her bir yerimizi kapladı o dumanlar hiç bir zaman eskisi gibi olamadık, net göremedik, algılayamadık. Mış gibi yaşadık işte seksen Eylülü ile son sonbaharı da yaşadık. Sokağa çıkma yasağı diye saçma bir yasak çıkarıp bir maşrapaya mahkum ettiler.

Yanan kitapların dumanı İndepentenin 95000 ton ham petrolünden ağır oturdu zihinlerimize. Kıyılan gençlerimiz kahraman oldu dillerde.. Pırtlatan balı yazan hapislerde,neler oluyordu neden? Bahçeler yavaş yavaş yok olmaya duvarlar yükselmeye başladı.